Kastamonu'da, 37 yıl boyunca firarda kalan bir hükümlünün yakalanması, yerel ve ulusal basında geniş yankı uyandırdı. Yetkililer, C.Y. isimli hükümlünün uzun yıllar boyunca kaçak yaşamış olmasının ardından Kastamonu'da bir ihbar sonucu düzenlenen operasyonda yakalandığını açıkladı. 1986 yılında işlediği bir suç nedeniyle cezaevine girmesi gereken C.Y. o tarihten bu yana kayıplara karışmıştı. Firari hükümlünün yakalanması, adli tarihe geçen bir olay olarak kayıtlara geçti.
C.Y.'nin firar hikayesi, onu arayan polis ve jandarma ekiplerinin titiz çalışmaları ile son buldu. Yaklaşık dört on yıldır kayıplara karışan hükümlü, yıllar içerisinde kimlik değiştirerek ve yer değiştirerek kaçışını sürdürmüştü. Çocuğunun ve aile üyelerinin hayatına karışan bu süreç, yukarıda bahsedilen ihbarlarla son buldu. İhbar eden kişinin, C.Y.'nin yaşadığı bölgedeki küçük bir köyde onu görmesi, güvenlik güçlerinin harekete geçmesini sağladı. C.Y. hakkında yeniden araştırma yapılır ve peşine düşülürken, polis ekipleri, elde ettikleri bilgileri değerlendirerek adımlarını attı. Firari hükümlünün, Kastamonu'nun sert coğrafi yapısında bir yere gizlendiği düşünülüyordu. Ancak aldığı tüm önlemlere rağmen yakadan düşmedi.
C.Y., Kastamonu'daki operasyon ile birlikte güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı. Yapılan ilk sorguda, yıllar boyunca nasıl gizlendiği, kaçış planları ve düzenli yaşamı sürdürmek için hangi yöntemleri kullandığı gibi sorulara maruz kaldı. Yetkililer, halkın bu tür suçların peşinde olmada oldukça dikkatli olması gerektiğini vurguladı. C.Y.'nin yakalanmasında ihbarın büyük önemi olduğu belirtildi. Devrim niteliği taşıyan bu yakalama, adaletin gecikmiş bir zaferi olarak değerlendirildi ve birçok kişi tarafından takdir edildi. Hükümlü, adaletin önüne çıkarılmak üzere yeniden cezaevine konuldu. Türkiye’nin farklı bölgelerinde zaman zaman karşılaşılan firari hükümlü olayları, bu vakayla birlikte yeniden gündeme geldi. C.Y.'nin, geçmişteki suçunu affettirmek için neler yapacağı ise merak konusu olmaya devam ediyor.
Ülkemizde benzer olaylar sıklıkla yaşanıyor. Hükümlülerin firar etmesi ya da gizlice yaşamaya çalışması, toplumsal bir sorun haline geldi. Ancak, güvenlik güçlerinin bu süreçteki etkin çalışmaları, adaletin sağlanmasında önemli bir rol oynamakta. Her ne kadar bazı kişiler kaçmayı başarsa da, yasaların bir gün herkesi bulacağı inancı, toplumda yaygın olarak kabul görmekte. C.Y. gibi pek çok firari suçlu, bir gün kendilerini zor durumda bulabileceklerini unutmamalıdır. Bu şekilde, adaletin sağlanması ve mağdurların haklarının korunması adına devlete ve güvenlik güçlerine büyük bir moral vermiştir.
Sonuç olarak, Kastamonu'da yaşanan bu olay, sadece bir firari hükümlünün yakalanması değil, aynı zamanda güvenlik güçlerinin ne denli etkili çalıştığını gösteren bir durumdur. C.Y. davası, Türkiye’de hukuk sistemine olan güvenin pekişmesine ve toplumda adaletin sağlanmasına yönelik büyük bir adım olmuştur. Yakalanmasının ardından yaşanan durum, birçok cesur vatandaşın otoritelere ihbarda bulunarak bu tür olaylarda nasıl etkili olabileceklerini göstermiştir. C.Y.’nin hikayesi, kaçma arzusu ile yüzleşen herkes için ibretlik bir durum sergilemektedir. Adaletin yerini bulması, suçun aleyhine olan bir toplum yaratma çabasında önemli bir unsurdur.