İstanbul ve Ankara'da öğrenciler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomalarının iptali ve gözaltı skandallarına karşı düzenledikleri eylemlerle sesi yükseltti. Her iki şehirde de binlerce öğrencinin katıldığı bu eylemler, sosyal medya üzerinden organize edildi ve oldukça ses getirici bir niteliğe büründü. Öğrencilerin, adalet ve özgürlük taleplerini dile getirdikleri bu protestolar, sadece yerel değil, ulusal çapta da önemli bir tartışma başlattı. Gün geçtikçe artan baskı ve hukuksuz uygulamalar karşısında genç neslin bu tür eylemlerle ortaya koyduğu cüret, Türkiye'deki demokrasi mücadelesinin geleceğini şekillendirecek bir ivme kazandırıyor.
İstanbul'un Taksim Meydanı'nda ve Ankara'nın Kızılay Meydanı'nda düzenlenen eylemlere, çeşitli üniversitelerden ve liselerden binlerce öğrenci katıldı. Öğrencilerin, “Diplomalarımıza dokunma!”, “Özgürlük bizim hakkımız!” gibi sloganlar attığı bu protestolar, hem yerel hem de ulusal basında geniş yankı buldu. Eyleme katılan öğrenciler, hükümetin eğitim alanında uyguladığı baskıcı politikalara ve hukuksuzluklara karşı durduklarını vurguladılar. Bu eylemler, öğrencilerin sadece İmamoğlu değil, genel olarak demokrasiye yönelik baskılara karşı ortak bir duruş sergilediklerini gösteriyor.
İmamoğlu'nun diplomalarının iptali ve ardından yaşanan gözaltı olayları, Türkiye'de eğitim alanında yaşanan sıkıntıları gözler önüne seriyor. Öğrenciler, hükümetin bu tür baskılarla genç neslin sesini kısmaya çalıştığını savunarak, eğitimde eşitliği ve adaleti talep ettiler. Ayrıca, gözaltına alınan arkadaşlarının serbest bırakılmasını isteyerek, eylemlerinin sadece bireysel hak ve özgürlükler için değil, toplumun tüm kesimlerinin hakları için olduğunu belirttiler.
Bu eylemler esnasında, polis müdahalesi ve bazı öğrencilere yönelik gözaltılar da yaşandı. Ancak bu durum, öğrencilerin kararlılığını daha da arttırdı. Sosyal medya üzerinden yapılan çağrılar çerçevesinde, gün geçtikçe daha fazla kişi bu eylemlere destek vermek için sokaklara döküldü. Öğrencilerin kullanmış olduğu sosyal medya platformları, bu eylemlerin yayılması açısından önemli bir rol oynadı. Twitter ve Instagram'da yapılan paylaşımlar, eylemlerin duyulmasını sağladı ve geniş kitlelere ulaştı.
Öğrencilerin bu eylemleri, sadece İstanbul ve Ankara kadar sınırlı kalmadı. Türkiye'nin dört bir yanında benzer protestolar düzenlenmeye başladı. Öğrenciler, tüm şehirlerde üniversitelerin kapılarında toplanarak, "Bizim diplomalarımız bizimdir!" sloganıyla seslerini duyurdular. Bu durum, öğrencilerin dayanışma içinde olduklarını ve hukuksuz uygulamalara karşı hiçbir zaman sessiz kalmayacaklarını gösterdi.
Özellikle 2022 yılında yürürlüğe giren ve eğitimin içeriğini karmaşık hale getiren yasa değişiklikleri sonrasında, öğrencilerin eğitim hakkı ve diploma kazanma süreci aşırı şekilde zorlaştı. Bu tür uygulamalar öğrenciler arasında büyük bir huzursuzluğa yol açtı ve protestoların fitilini ateşledi.
Sonuç olarak, İstanbul ve Ankara'daki eylemler, genç neslin baskılara karşı duruşunu göstererek, geleceğin inşasında aktif bir rol oynamaya hazır olduklarını kanıtladı. Eğitim hakkının kutsal bir hak olduğu düşüncesinden yola çıkan öğrenciler, bu tür eylemlerle hem var olan sorunları dile getiriyor, hem de Türkiye'deki demokrasi mücadelesine katkıda bulunuyorlar.
Türkiye, gençlerin ortaya koyduğu bu cesur tavırla büyük bir değişim dönemine girmeye hazırlanıyor. Eğitimde şeffaflık, adalet ve özgürlük talepleri, toplumun her kesimince destek bulmaya devam ederse, önümüzdeki süreçte daha adil bir eğitim sistemi hayalini gerçeğe dönüştürmek mümkün olabilir.