Hayat, çoğu zaman beklenmedik olaylarla doludur ve bu olayların bazıları insanları derinden sarsar. Bir ailenin yüzünü güldüren bir kadının, aniden hayatını kaybetmesi, hem yakın çevresini hem de yaşadığı toplumu derin bir hüzne büründüğünde, yaşananların ağırlığı tartışmasızdır. Bu trajik durum, birçok kişiyi etkileyip düşündürmeye iten bir olay oldu. İşte, genç bir annenin hayatına veda edişi ve ardından gelişen olaylar.
30 yaşındaki Eylül, ailesinin en değerli parçalarından biriydi. Enerjisi, neşesi ve sevgi dolu kişiliği ile herkesin kalbinde taht kurmuştu. Üç çocuk annesi olarak, her gün evdeki karmaşaya rağmen gülümseyebilmesi ve özverili bir şekilde aile yaşantısını sürdürebilmesi, çevresindekilere büyük bir ilham kaynağı oluyordu. Çocukları ile geçirdiği zamanın kıymetini bilen Eylüll, onlara her daim en iyi değerleri aşılama çabası içindeydi. Komşuları ona "mahallemizin güneşi" derken, arkadaşları da onun yardımseverliği ve sıcak kalbi sayesinde hayatlarına değer katıldığına inanıyordu.
Ancak bir gün, Eylül'ün hayatına dair her şey bir anda değişti. İş yerinde aniden fenalaşan genç kadın, hastaneye kaldırıldı. Ailesi, umutsuzca bekleyişe girdi. Yapılan tüm müdahalelere rağmen, Eylül'ün hayata tutunma savaşını kaybetmesi, tüm sevdiklerini derin bir acıya boğdu. Hastane koridorlarında geçirdiği saatler, aile için bir kabusa dönüştü ve her geçen dakika, kaybetme korkusunun büyümesine neden oldu. Eylül artık yoktu ve geride kalanlar, onun yokluğunu nasıl yaşayacaklarını sorgulamak zorunda kaldılar.
Bunun üstüne aile, Eylüll'ün çok sevdiği çocuklarına nasıl anlatacakları konusunda kararsız kaldı. Üç küçük kardeş, annelerinin ne kadar özel birine olduğunu biliyorlardı, ancak aniden kaybedilen bir annedeki boşluğu henüz anlayacak yaşta değildiler. Onların duygularını anlamak ve bu acıyı anlatmak, babası için oldukça zor bir süreç haline geldi. Her bir çocuk, Eylüll'ün değerini hissetmeye çalışırken, kaybın etkisiyle nasıl başa çıkacaklarını bilemiyorlardı.
Toplum genelinde de büyük bir üzüntü ve destek çabası oluşturuldu. Eylül'ü tanıyanlar, ona son bir veda etmek ve acısını paylaşmak için bir araya geldiler. İftara gelen komşuları, Eylüll'ün güzel anılarını paylaşarak cebinde taşıdığı aşk ve neşeyi anımsadılar. Eylül, herkesin kalbinde yaşadığı güzel bir anılar bıraktı; fakat bu anılar, acının getirdiği boşlukla dolup taştı. Aile, kaybı kabullenmeye çalışırken, toplumsal dayanışmanın gücü hissedildi. Arkadaşları ve komşuları, aileye destek olmak için ellerinden geleni yapmaya hazırlardı.
Birçok kişi, Eylüll'ün anısını bir etkinlik ile yaşatmak istediler. Annesinin kaybının travmasını atlatmaya çalışan kızı ve oğulları, annelerine bir anma etkinliği düzenlemeye karar verdiler. Bu etkinlik, sadece Eylüll'ün hatırasını onurlandırmakla kalmayacak, aynı zamanda benzer kayıplar yaşayan ailelere de destek olmayı amaçlıyordu. Eylül'ün sevgi dolu kalbi ve pozitif enerjisi, dolayısıyla birçok insana ilham vermişti; bu nedenle bu etkinlik, onun mirasını yaşatmanın bir başka yolu olarak düşünüldü.
Sonuç olarak, Eylüll'ün zamanında oluşturduğu sevgi dolu dünyası, ardında büyük bir boşluk bırakan bir trajedi ile son buldu. Genç anne, ailesinin ve çevresindeki birçok insanın kalbinde yaşamaya devam edecekken, onun hatırası yaşatılmaya ve iyiliklerin sıralanmasına da vesile olacaktır. Eylüll’ün yaşamı boyunca verdiği değerleri yaşatmak, çocukları ve onu seven tüm dostları için önemli bir görev haline geldi. Hayata dair umut ve neşe, bu zorlu süreçte işte bu şekilde yeniden doğacaktır.